Tuğçe DEĞİRMENCİ’ 16

1994 İstanbul doğumluyum. Lise eğitimimi Başakşehir Çınar Koleji’nde tamamladım. 2012-2016 yılları arasında İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Sınıf Öğretmenliği bölümünde tam burslu olarak lisans eğitimimi aldım ve yüksek onur öğrencisi olarak mezun oldum. Mezun olacağım son eğitim döneminde özel öğrenci olarak Sınıf Öğretmenliği Tezli Yüksek Lisans programına başladım ve mezun olur olmaz derslerimi saydırıp 1 buçuk yıl içerisinde yüksek lisansımı da tamamlayarak 2018 yılında Uzman Sınıf Eğitimcisi oldum. Lisansımın 4.yılında Eğitim fakültesi asistanı olarak görev aldım. Mezun olduktan bir dönem sonra Özel Başakşehir Çınar Koleji’nde sınıf öğretmenliğine başladım ve şu anda da 1.sınıf zümre başkanı ve 1-C sınıfının öğretmeni olarak görevimi sürdürmekteyim. 2020 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa’da Sınıf Öğretmenliği Doktora programına başladım. Şu anda tez çalışmalarımız sürerken, birçok makale, bildiri ve yazılar ile elimden geldiğinde alana katkı sağlamaya çalışıyorum. 2018 yılı itibariyle ilkokula yönelik MEB kitapları da dahil birçok seviyede matematik kaynak kitabının yazarlığını da sürdürmekteyim. Üniversitem bana çok fazla değer kattı. Lisansımın ilk gününde Prof.Dr. Nesrin Kale Hocamız “Bu kapıdan giren sizler, yeni nesli yetiştirecek olan kişilersiniz. Kolay olacağını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. 4 yılın sonunda iyi birer eğitimci olmanız için sizi çok çalıştıracağız, çok zorlayacağız. Buna hazır mısınız?” demişti. Hala düsturum bu şekilde devam ediyor. Çalışan ve üreten bir öğretmen olmak ve yeni nesli de bu şekilde yetiştirmeyi hedefliyorum. Aldığımız eğitimlerle birlikte hocalarımızla harika bağlar geliştirdik. Öğretmenlerle öğrencileri arasında sıkı bağlar vardır, ancak bu bağı her öğretmen kuramaz. Ki olunca anladım ki akademisyenler için bu daha da zordur. Ama ben gururla söyleyebilirim ki, hocalarımla hala görüştüğümde aynı şeyi söylüyoruz. Bizlere çok güzel bir aile ortamı oluşturdular. İAÜ diğer üniversitelerden farklı olarak sosyal boyutu gelişmiş olan bir üniversite, bu da size müthiş farklı kollardan büyük bir sosyal çevre oluşturuyor. Mezun olduğum arkadaşlarımla konuştuğumuzda hala bu kaynaklardan kullandığımızı konuşuyoruz. Bu konuda kesinlikle farkını ortaya koyuyor. Teorik bilgiyle pratiğin önemsendiği bir okul benim okulum. Lisansımın son 2 yılını okullarda geçirmiştim. Şimdi üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen bir lisans öğrencisi geldiğinde hala uygulama derslerimizi söyleyip meslektaşlarımdan güzel dönüşler alıyorum. Seçmeli dersler özellikle bize diğer başvuru yapan kişiler arasında farklılık kazandırdı. Benimle aynı dönem farklı üniversitelerin aynı bölümünden mezun olan öğretmenlere baktığımda mesleki anlamda daha yeterli ve daha çok bilgiye sahip olduğumu gördüm hep, bu da bana önemli katkılar sağladı. Mezun olmadan yüksek lisans programına alınmam ve bunu ifade etmem her daim bu alanda büyük katkı sağladı. Sınıfın kokusunu, öğretmenin kokusunu tatmalısınız. Öğrendiğimiz teorik bilgilerin pratiğe ne kadar ve nasıl dökebildiğimizle başlıyor öğretmenliğimiz. Sınıfta öğrencilerle baş başa kaldığım ilk an çok korkmuştum. Bu korku bana büyük bir ders olmuştu, 3. Ve 4.sınıfımı okullarda geçiren bir öğretmen olarak keşke daha çok gelseydim, keşke daha çok derse girseydim demiştim. Ve bolca alanınıza yönelik kitap okumalısınız. Makaleler, kongreler hepsindne mutlaka bilgi sahibi olmalısınız. Öğretmenlik kendini yenileyen bir meslek olmalı, bu nedenle her günü dünden farklı geçirmelisiniz. Öncelikle öğrenciliğin tadını çıkarmak çok önemli. Mesleğe başladığımızda sizlere verdiği ağırlık sizi dönüştürüp geliştiriyor. Mezun olanana kadar mesleki kimliğiniz dışında öğrenci kimliğiniz olduğunu ve hala öğrenme sürecinde olduğunuzu unutmayın. Vizeler, finaller, sunumlar ve ödevler diye bir panik ile öğrenciliğin tadını çıkarmayı unutuyoruz. Öğrenci olmak çok kıymetli, o son vize, o son sunum nasıl özlenen bir hal mezun olunca anlayacaksınız. Hocalarınızla iletişimi mutlaka geliştirin, öğrenci talebe demektir, mutlaak yeni bilgileri, yeni yöntemleri talep edin. Öğrendiklerinizi not edin ve paylaşın. Keşke her yıl düzenli olarak görüşebildiğimiz bir platformumuz olsaydı diyebilirim. Evet hala bölümümden arkadaşlarım ve hocalarımla görüşüyorum ama bu sanal ortamlar üzerinden oluyor sıklıkla. Sık sık görüşüp de anıları hatırlamayı çok isterdim. Onun dışında İAÜ benim için keşke değil iyi ki... Beni bu günlere getiren hocalarıma minnettarım. Son olarak bize hep sevgiyi ve iyiliği öğütleyen Yrd. Doç. Dr. Aylin Sözer Çapan Hocamı sevgiyle anıyorum. Öğrencileri olarak ilkelerini devam ettiriyoruz, mekanı cennet olsun.